Skip to content
Reklam

Strateji’nin alanını tarif eden ve sınırlarını çizen, üzerinde görüş birliğine varılmış bir tanımı yoktur. Çağdaş olarak tanımı onun, amaçlar, yöntemler ve kaynaklar arasında bir denge tutturmakla ilgili; amaçları belirlerken, onları elde etmek için sahip olduğumuz kaynaklarla yöntemleri de belirlemekle ilgili olduğu şeklindedir. Stratejinin “sonuçları elde etmek amacıyla imkanları kullanmanın yollarıyla” ilgili olduğu kavramı oldukça yenidir, ama artık askeri çevrelerde yerleşmiş sayılır; yine de bu unsurlar arasındaki dinamik etkileşimi yakalayacak güce erişmiş değildir. Bu denge, yalnız istenen sonuçlara nasıl ulaşılacağını bulgulamayı değil, bunları gerçekçi olarak ve eldeki imkanlarla elde edebilecek şekilde ayarlamayı da gerekli kılmaktadır. Genellikle stratejinin devreye girmesi, ortada fiili ya da potansiyel anlaşmazlıklar varsa, çıkarlar çatışıyorsa, çözüm yolları aramak gerekiyorsa söz konusu olmaktadır. İşte bu nedenle strateji, bir plan olmaktan çok daha öte bir şeydir. Plan, kişinin bir durumdan diğer duruma güvenle geçmesine izin verecek bir olaylar sıralamasıdır. Strateji ise, başka kimselerin o planları zorlaştırabileceği, çünkü onların da farklı ve muhtemelen çatışan çıkarları ve kaygıları söz konusu olduğu zaman gereklidir.

Çatışmanın insanlığın varoluşundan beri olduğunu düşünürsek strateji ile ilgili fikirlerin de çok eskilere uzandığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bu fikirlerin, bilge savaşçının en ölmez modeli Sun Tzu tarafından yazılı hale getirildiği en eski yapıt Savaş Sanatı’dır. Sun Tzu’nun ne zaman ve nasıl yaşadığı, “Savaş Sanatı”nın Sun Tzu tarafından yazılıp yazılmadığı hala tartışılmakla beraber, kitabın M.Ö.480-221 yılları arasında yazıldığı tahmin edilmektedir.

Savaş Sanatı’nın yazıldığı bu dönem Çin tarihinde “Savaşan Devletler” dönemi olarak adlandırılır. Dönemin 20. yüzyıl ile bir karşılaştırması yapılırsa, savaşan devletler sürekli olarak 150 yıl II. Dünya Savaşı benzeri bir durumdadır. Böyle bir ortamda sadece bireyler olarak değil, bütün insanlar yaşama ve yok oluş ile karşı karşıyadır. Çinliler için, savaş halindeki devletler bir dünya durumunda, Çin de bütün bir dünyayı oluşturmaktadır. Her bir küçük devlet hakimiyeti için olmasa bile, hayatta kalabilmek, yaşamını devam ettirebilmek için savaşıyordu. Savaşın yıkıntıları arasında, 20. yüzyıl zekasının ancak ulaşabileceği basit bilinci, Sun Tzu o dönemde ulaşmış ve bu bilinci görebilmiştir. Yalnız bireyler olarak değil, bütün insanlar yaşama ve yok oluş ile karşı karşıyadır. Bu felsefeyi kullanan Sun Tzu, “Savaş Sanatı” adlı yapıtında, Dünyayı bir bütün olarak korunması gerekli karşılıklı dayanışmaların bulunduğu bir sistem olarak değerlendirir, savaşın ya da çatışmanın önlenmesi için de belirli stratejiler önerir. Sistem içindeki hiçbir parça, şayet sistem içindeki diğer parça ya da parçaları tahrip etmedikçe zafer tadılmayacaktır, bunun için de herkesi tahrip edecektir. Özünde, Sun Tzu, insan bedenindeki bağışıklık mekanizması gibi çalışan, çatışmaları önleyici bir sosyal strateji getirmektedir.

Reklam

Sun Tzu’nun etkisi, strateji konusuna alttan yaklaşımdan kaynaklanmaktadır. Zafere giden tek bir yol önermez, zaman zaman savaşlardan kaçınmak daha iyi olmakla beraber, bazen de savaşmak zorunda kalınabilir. Kişinin hedefine nasıl ulaşacağını tarif etmektense, neyi hedeflemesi gerektiği yolunda güçlü bir eğilimin  içine bir zaaf karışması gibi durumları tarif eder. Kitapta Sun Tzu’nun takipçilerine yalnızca neyi düşünmeleri gerektiğine dair bazı işaretler verilmekte, çözümü bulmak ya da okuduklarını anlamlandırmak kendilerine bırakılmaktadır.  Eski çağlardan kalmış metinlerin hepsinde olduğu gibi, dili biraz garip, referansları netlikten uzaktır, ama altta yatan tema yeterince nettir. Savaşta mükemmellik, zaferden kaynaklanmaz, “yüz savaşta yüz galibiyet”ten gelmez. Düşmanı “savaşmaksızın boyunduruk altına almak” daha iyidir.

Sürekli çatışmanın olduğu bir dünyada kaynakların tükeneceği, çatışmadan stratejik olarak konuşlanarak rakibine diz çöktürmenin, yüz defa savaşıp yüz defa galip gelmekten daha değerli olduğunu vurgular. Eğer savaş kaçınılamaz ise kısa sürmeli ve rakibi yanıltmak için Tao paradoksu kullanılmalıdır.

Reklam

Acil servis hizmet sunumu biçimiyle, diğer kliniklerle olan sürekli ve dinamik ilişkileriyle, gelişme sürecindeki alan savaşı ile sürekli mücadelenin olduğu ve olacağı bir ortamdır. Tababetin pratiğindeki değişmenin yanı sıra, iletişimin ve mücadelenin de değişmekte olduğu bu dönemde, Sun Tzu’nun bütünü koruyan, savaşın-çatışmanın kaynakları, bireyler arasında ise duygusal maliyeti ile ilişkileri tüketici özelliği nedeniyle çatışmayı önleyici yaklaşımı acil servis ortamında kaynakları koruyabilen bir tutum sunabilir.

Reklam

Sun Tzu’nun ifadeleriyle;

Yüz defa bir klinikle çatışıp yüz defa galip gelmeniz sizin iyi bir savaşçı olduğunuzu göstermez. Bilginizle ve çalışkanlığınızla konuşlanacağınız yeri belirleyip savaşmadan rakibinize diz çöktürmek tüm sistemi koruyacaktır.

Yüz defa hasta ya da yakınlarıyla çatışıp galip gelmeniz sizin iyi bir savaşçı olduğunuzu göstermez, esas önemli olan özellikle insanlar arası ilişkilerde duygusallık olan kaynakları tüketmeden rakibinize karşı galip gelmektir.

Not

Sun Tzu ile ilgili iki blog yazısını aşağıdaki linklerde bulabilirsiniz. İngiltere’de de acil servislerin bir savaş alanı (warzone) olarak algılandığını belirterek başlayan yazı, Sun Tzu ile acil servis arasında bağ kuran örnekleri içermektedir.

stemlynsblog.org

Poisen rewiev’de işaret edilen yazıda, Goldfrank’te gastrik lavaj ile ilgili cümledeki belirsizlik, SunTzu’nun düşmanın güçlerini bölmek, kafasını karıştırmak için belirsizlikler yaratılması ile ilgili sözleri ile sonuca bağlanmış.

thepoisonreview.com

Kaynaklar:

  1. Arthur F. Lykke, Jr.,Toward an Understanding of Military Strategy,” Military Strategy: Theory and Application U.S. Army War College 1989, Chapter 13, P.179.
  2. Lawrence Freedman; A History, Oxford University Press, 2013.
  3. http://tanjutasyurek.blogspot.com.tr/2010/07/sun-tzunun-strateji-sanat-giris.html
  4. Savaş Sanatı, Sun Zi (Sun Tzu), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çince aslından çevirenler: Pulat Otkan, Giray Fidan.
  5. Lawrence Freedman, Strateji, Alfa Yayınları, Haziran 2015, İstanbul.

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


blank
Yükleniyor..