Skip to content

Sağ Üst Kadran Ağrısında Görüntüleme

Reklam

Akut Sağ üst kadran ağrısı acil servis başvuruları arasında önemli bir yer teşkil etmektedir. Akut kolesistit sağ üst kadran ağrılarında hayatı tehdit eden bir durumdur ve klinisyen için zamanında doğu tanı konması tedavi için çok önemlidir. Bununla birlikte öykü, fizik muayene ve laboratuvar testleri akut kolesistit tanısını koymada ya da dışlamada yeterli olmayabilir. Yanı sıra mevcut klinik tabloyu yönetme kararlarının verilmesinde de yetersiz kalabilir. Görüntüleme yöntemleri akut kolesistit tanısının konmasında, yönetimiyle ilgili kararlar alınmasında önemli bir yer tutmaktadır. Akut kolesistit yokluğunda klinisyeni diğer alternatif tanılara yönelmesini de sağlamaktadır.

American College of Radioloji’nin akut sağ üst kadran ağrısında tercih edilmesi önerilen radyolojik tetkiklerinin uygunluk kriter skorunun yer aldığı, bunun yanında olası radyasyon gibi yan etkilerin de derecelendirildiği “ACR Appropriateness Criteria” yani “ACR Uygunluk Kriterleri” başlıklı kılavuzu, altı klinik varyasyonda tercih edilmesi gereken görüntüleme yöntemlerini içermektedir. Bu klinik varyasyonların tablolar halinde özetlenmesinden önce kısa bir özet aşağıda yer almaktadır.

  • Sağ üst kadran ağrısı olan hastada akut kolesisititten şüphelenildiğinde, tanı ultrason ve/veya kolesintigrafi ile doğrulanmalı ya da dışlanmalıdır.
  • İlk görüntüleme yöntemi olarak ultrasonografi uygulanmalıdır, sorunlu olgularda eğer hasta yönetiminde yarar sağlayacaksa tamamlayıcı olarak kolesintigrafi uygulanmalıdır.
  • BT ve MR şüpheli durumlarda ve akut kolesistit komplikasyonlarının belirlenmesinde yardımcı olabilir.
  • Akut kolesistit USG ve/veya sintigrafi ile dışlanırsa, BT ve MR klinik senaryoya göre uygun olabilir.
  • Perkütan kolesistostomi akalküloz kolesistit bulunan hastalarda hem tanı koymada hem tedavi etmede uygun olabilir.

Kolesintigrafi, USG’ye göre daha sensitif ve spesifik olduğu yönünde pek çok analiz olmakla birlikte, akut kolesisitit şüphesinde, USG başlangıç tetkiki olarak önemli avantajlar sunmaktadır. Yaygın ulaşılabilirlik, kısa sürede tamamlanması, iyonize ışın yaymaması, morfolojik değerlendirme imkanı, safra taşının olup olmadığının teyidi, intra ve ekstrahepatik safra yollarının değerlendirilebilmesi ve alternatif tanıların araştırılabilmesi ya da dışlanabilmesi USG’nin önemli avantajlarıdır.

Klinik varyasyon 1

 

Klinik Varyasyon 2

Klinik varyasyon 3

Klinik varyasyon 4

Klinik varyasyon 5

Klinik varyasyon 6

Rölatif Radyasyon Düzeyi Tanımlaması

_______________________________________________________

Öngörülen İstisnalar:

Nefrojenik sistemik fibrozis (NSF) skleroderma benzeri bulgular gösteren, sınırlı klinik sekellerden fatal durumlara kadar değişen bir dizi bozukluğuğu içerir. Ağır renal fonksiyon bozukluğu ve godolinyum içeren kontrast madde alımıyla ilşkili görünmektedir. Diyaliz hastalarında ve nadiren GFR’si çok sınırlı (örn.<30 mL/dk/1.73 m2) hastalarda görülürken bunun dışındaki hastalarda hiç görülmez. NSF ile ilgili birikmekte olan literatürde aksini savunan görüşler olsa da, diyaliz hastalarında olası yararları risklere açıkça üstün olmadıkça kullanılmaması, GFR’si 30 mL/dk/1.73m2 den düşük hastalarda kullanımının sınırlanması konusunda görüş birliği mevcuttur.

Kaynak: American College of Radiology ACR Appropriateness Criteria

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


blank
Yükleniyor..